Saadet Partisi Gazze’ye gemi yollayacak

“`html

Saadet Partisi’nden İleri Görüş Açıklamaları

Saadet Partisi’nin İl Başkanları, Genel İdare Kurulu üyeleri ve Milli Görüşçü Kuruluşlar (MİLKO) Şube Başkanlarıyla bir araya gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, toplantının açılışında önemli açıklamalarda bulundu:

“Milli Görüş, bu coğrafyanın temeli ve ruhudur. Bizim savaşımız, unvan ve mülk edinme mücadelesi değildir. Bu yalnızca bir grup ya da birey için iktidar kapma çabası da değildir. Üzerinde durarak vurgulamak istiyorum: 1969 yılında bu bozuk sistemi dönüştürmek amacıyla yola çıktık. Amaç, adil bir düzen kurmaktı; bir partinin alternatifini oluşturmak değildi.”

‘COĞRAFYAMIZDAKİ GERÇEKLERİ GÖRÜYORUZ’

Sistem alternatifi olarak biz, toplumun her kesimi ile çalışmaları sürdüren bir gruptuz; her an hazırlıklı olmalı ve en etkili çalışmalar yapmalıyız. Duyurmak isterim ki, her bir faaliyetimizi sonuç almaya dönüştürmek zorundayız. Ülkemizde ve çevremizde yaşanan olaylar karşısında gerekli adımları atmak bizlerin temel sorumluluğudur. Son 10 aydır, Türkiye hem içerde hem de dışarıda, ‘Terörsüz Türkiye’ adını verdiğimiz hassas bir süreçten geçiyor.

56 yıllık Milli Görüş deneyiminden yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Her şeyin bilincindeyiz; omuzlarımızda taşıdığımız sorumluluğun ve coğrafyamızdaki durumun farkındayız. Siyaset ve aktörlerinin ABD ve İsrail ile olan bağımlılık ilişkisini gözlemliyoruz. Küresel güçlerin hedeflerine ulaşmak için araç değiştirme kabiliyetini de biliyoruz.

BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ İLE İLGİLİYİZ

Durum değerlendirmesi yapmak, sadece siyaset yapmak değildir. Tüm bu yaşananların, Büyük Orta Doğu Projesi ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Hafif bir araştırma yaptığınızda, bu konunun arka planında İsrail’in güvenliğinin yattığını göreceksiniz. Meselenin yalnızca arz-ı mevuddan ibaret olduğunu da çok iyi biliyoruz. Bu nedenledir ki, Saadet Partisi, Milli Görüş ilkelerine sadık kalmak üzere, yetki sahibi olanlara her türlü endişeyi dile getirebilmeli ve her alanda katkı sunabilmelidir.

Bu, tarihsel bir görevdir. Sürecin başından beri söyledik; bu iş kapanan kapılar ardında yapılamaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşınmalıdır. Beklentilerimizi kısmen de olsa yerine getirdiler. Şunu unutmayın ki, bu süreçteki uyarılarımız, önerilerimiz ve eylem planlarımız tereddütsüz hazır. Bu projelerin hayata geçmesini sağlayacağız ya da bizzat biz gerçekleştireceğiz. Uzaktan izleme gibi bir lüksümüz olamaz. Biz, Türkiye’nin teminatıyız. Gerekeni yapacağız ve 56 yıldır olduğu gibi muhataplarımıza gerçeği söylemeye devam edeceğiz.

ŞEHİTLERİ UNUTMUYORUZ

İşte bu noktada, ‘Terörsüz Türkiye’yi konuştuğumuz günlerde, metan gazı zehirlenmesi sonucu 12 askerimizi şehit verdik. Ardından, orman yangınlarıyla mücadele ederken, son bir hafta içinde 17 kahramanımızı daha şehit verdik. Yeterli değilmiş gibi, geçtiğimiz hafta İskenderun’da zehirlenmeden 2 vatan evladımızı kaybettik. Daha birkaç gün önce ise Edirne’de yaşanan bir kaza sonucu bir evladımızı daha kaybettik.

‘Terör bitti’ denildi ama hala şehit haberleri yüreğimizi yakmaya devam ediyor. Bu aziz milletin bir ordusu var; geçmişimize bakıldığında, Çanakkale’den Medine müdafaasına, Kurtuluş Savaşı’ndan Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar tüm bu mücadelenin yüceliğini biliyoruz. Onlar, bu topraklara el uzatan düşmanların elini kırarak şehit oldular. Allah onlardan razı olsun. 1915 Çanakkale’de yedi düvele karşı savaşan bir ordunun, günümüzde metan gazından, kışlada zehirlenmeden, yangından şehit vermesi kabul edilemez. Bunu kabullenmek mümkün değildir.

ORMAN YANGINLARI İÇİN ACİL ÇÖZÜM GEREKİYOR

Yaşanan tüm bu olaylar, Türkiye’nin yönetilmediğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ülkemiz bugün bir krizler ülkesi haline gelmiştir. Ekonomik kriz, bürokrasi krizi, güvenlik krizi, hukuk ve adalet krizi, kısaca her alan bir krizle boğuşmakta. Orman yangınları konusunu özellikle vurgulamak istiyorum; Türkiye alevlere mahkum olmuş durumda. 51 ilde 3,062 orman yangını yaşandı. Resmi verilere göre bu sene ormanlarımızdan 90,000 hektar kaybettik. Bu da yaklaşık olarak 125,000 futbol sahası büyüklüğündedir.

Bunlar resmi rakamlar; resmi olmayan sayılar çok daha korkutucu. Bilanço daha da ağırlaşmadan önlemler alınması kaçınılmazdır. Alınacak tedbirleri, iktidara yapıcı bir muhalefet anlayışıyla her platformda dile getiriyoruz. Ancak karşımızda, büyük kâr elde etmek isteyen birkaç şirketin olduğu bir gerçek var ve bu durum ‘iklim kanunu’ adı altında iklimimizi değiştirme cehdiyle yürütülüyor.

FİDAN DİKİM SEFERBERLİĞİ BAŞLATILIYOR

Şimdi soruyorum; bu yangınlar karşısında ne yapmalıyız? Bugün sizlere güzel müjdelerle geldim. Saadet Partisi olarak tüm Türkiye’de bir fidan dikim seferberliği başlatıyoruz. Bu, bizim için bir görevdir. ‘Senin Fidanın, Hepimizin Yarını’ sloganıyla bu kampanyayı önümüzdeki günlerde başlatıyoruz. İçiniz rahat olsun; biz küllerimizden yeniden yeşereceğiz. Nasıl mı? Vatandaşlarımız, illerimizde ve ilçelerimizde kuracağımız stantlar ya da sosyal medya aracılığıyla web sitemize gelecek ve adlarına ücretsiz bir fidan toprakla buluşacak.

Geri kalan organizasyonu Saadet Partisi ve MİLKO üstlenecektir. Tüm teşkilatlarımızı ve MİLKO’ları, bu kampanyayı genişletmeye davet ediyorum. Birlikte, Milli Görüş olarak ülkemizi nasıl onaracağımızı gösteriyoruz; yeşil ve mavi vatanımızı korumak da buna dahildir.

ENFLASYONUN FARKINDAYIZ

Saadet Partisi olarak sahadayız. Ülkenin dört bir yanında, köylerde ve şehirlerde insanlarımızla bir araya geldik. Yerin altına inip madencilerle sohbet ettik, dağların zirvelerine çıkarak hayvan besicileriyle buluştuk. Ege’de emeklilerle, Karadeniz’de tarımcılarla, Diyarbakır’da gençlerle ve Yalova’da tersanedeki işçilerle iletişim kurduk. Gördük ki ülkemizin en önemli meselesi ekonomi. 23 yıl boyunca AK Parti iktidarı, enflasyon, vergi ve faiz arasında gidip geldi ama sonuç olarak hepsini berbat etti.

Örneğin, hükümet enflasyonu yönetme konusunda yetersiz, ancak algıyı yönlendirmekte bir hayli başarılı. Her yıl aralık ayında maaş zamları günlerinde enflasyon birden düşerken, ocak ayında tüm bu zammın tüketilmesi ile yeniden yükseldiğini görmekteyiz. Türkiye’de enflasyonla mücadele durumu maalesef sadece bu kadar. Size acı bir gerçeği aktarmak istiyorum: Enflasyon, büyük ölçüde bir siyasi tercihtir ve AK Parti bu belaya yıllardır sırt dönmüştür.

VERGİLER ÜZERİNDE DÜZENLEME ZORUNLULUĞU

Vergi gelirlerinin yüzde 70’i dolaylı vergilerden, yani KDV ve ÖTV gibi kaynaklardan oluşuyor. Enflasyonun artışında en büyük etkilerden biri budur. Örneğin diğer ülkelerde elektrikli araçların alımını kolaylaştırırken, Türkiye’de elektrikli araçlardan alınan ÖTV oranı iki katına çıkarıldı. Hükûmetin çevre dostu olduğunu iddia eden yavaş hareketlerinin gerçekle örtüşmediğini görmekteyiz. Yapılan zamlar, enflasyonu artıran ana nedenlerden biridir.

Türkiye’de emekçi ve asgari ücretlilerin aldıkları zamlar, enflasyonun temel kaynağı değil, bizzat iktidarın akaryakıta, doğalgaza, elektriğe ve benzeri alanlara yaptığı zamların sonucudur. Enflasyonun arkasında millet değil, iktidar var. Şimdiye kadar, her zaman söylendiği gibi ‘Sebep sonuç’ dedikleri bizler için geçerlidir. İktidar için faizi düşürmek, bazen sadece göstermelik bir indirim oluyor.

FAİZLER ÜZERİNDEKİ ETKİLER

Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Faizler düşecek’ açıklamasının üzerinden uzun zaman geçti; ancak faizler yüzde 8,5’tan yüzde 43’e fırladı. İlk altı aylık mali raporlarımız gösteriyor ki, yılın ilk yarısında faize ödenen miktar tam 1 trilyon 111 milyar lira. Bu rakam, milletin alın teridir. Bu iktidar, bu paraları küresel çetelere peşkeş çekmekte.

1 trilyon 111 milyar lira nedir bilir misiniz? 74 bin litre kapasiteli 346 adet Boeing 747 su tankeri demektir. Aynı zamanda 17 bin litre kapasiteli 1,094 tane Mi-26TP yangın söndürme helikopterine karşılık gelir.

6 ayda faize ödediğimiz miktar, Sağlık Bakanlığı’nın yıllık bütçesine eşit; Tarım Bakanlığı yılda 438 milyar lira ile bunu karşılayamazken, sadece 6 ayda faize 1 trilyon ödendi.

VATANDAŞ GÖRÜŞLERİ

Belki içinizden “Bunu şu an düşünüyoruz; neden bana anlatıyorsun?” diyenler de vardır. Haklısınız, bunları anlatmamın nedeni, iktidarın kötü uygulamaları açığa çıkarmaktır; aslında bunu, üzerimizdeki sorumluluğun büyüklüğünü hatırlatmak için yapıyorum. Dolaştığımız yerlerde insanlar sıkıntılarını paylaşıyor. Bir mahkemedeki amca döner bana, ‘Başkanım, oğlum arabasını sattı, parayı faize yatırdı’ diyor. Çiftçiler, ‘Başkanım artık tarlalarımızı satışa çıkardık’ şeklinde yakınıyor. Hayvan üreticileri de ‘Başkanım, hayvanlarımızı satıp parayı faize yatırdık’ diyor. Ben de bu yükü anlatıyorum.

Türkiye’nin gerçeklerini ortaya koyuyorum; iktidarın faizle mücadele anlayışıyla bizim anladığımız birbirinden oldukça farklı. İktidar için enflasyonu %46’dan %43’e düşürmek faizi indirmek anlamına gelirken, bizim için faizle mücadele, faizsiz bir düzen tesis etmektir. İnşallah, faizsiz bir ekonominin kurulması bizlere nasip olacak.

GAZZE’YE KUNDERLİĞİMİZ DEVAM EDECEK

Milli Görüş olarak, Gazze konusunu gündemimizin en üstünde tutuyoruz. Burada sizlere teşekkür etmek isterim: Hepiniz, herkes dururken sesini yükseltenlerden oldunuz. Tüm dünyada haksızlıklar karşısında sessiz kalınırken, daha fazla ses çıkaran sizler oldunuz. Fakat yetki sahibi olanların sessizliği nedeniyle bu mücadelelerimiz yetersiz kalıyor.

Geldiğimiz noktada, terörist İsrail, bombalarla katledemediği masumları, abluka ile sizce açlık ve hastalıklara itiyor. Tüm bu vahşet, dünyanın gözü önünde yaşanıyor ama ticaret durmuyor, valizler kapatılmıyor ve abluka kırılmıyor. Fakat Türkiye başta olmak üzere pek çok yerde, vicdanlı insanlarımız elinden geleni yapıyor. Yürüyüşler düzenleniyor, protestolar yapılıyor; ama unutmamalıyız ki “İsrail ancak güçten anlar.”

Bu bağlamda, bu savaştan beri her platformda ‘Gazze Barış Gücü’ teklifimizi sunduk. Durduğumuz yerden geri adım atmadık. Akan kanın durması ve ablukanın kırılması için tek yöntem, askeri güçtür. Bu konuda kararlılığımız her zaman sürecektir.

GAZZE’YE GEMİ YOLLAYACAĞIZ

Tarihimize baktığımızda, 1997 yılında Milli Görüş iktidarda iken, 27 Filistinli şehit edilince El-Halil tezkeresi çıkarılmıştı. Şartlar ne olursa olsun elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Çünkü Madleen Gemisi ablukayı aşamadı. Ancak ben Türkiye’nin öncülük ettiği uluslararası bir filo kurulmasını önermiştim. Eğer böyle bir yapı hayata geçebilirse, Türkiye’den kalkacak ilk gemiye Saadet Partisi olarak liderlik edeceğiz.

Bugün burada, bu tarihi toplantıda sizlere en samimi müjdelerimizi sunmak istiyorum. Bundan böyle ‘Kaptan Saadet Rota Selamet’ dedik. Artık diyoruz ki ‘Kaptan Saadet rotamız Gazze!’ En yakın zamanda birçok ülkede planları yapılan uluslararası filonun Türkiye’den kalkacak gemilerini, Milli Görüşçü kuruluşlarımızla birlikte organize edeceğiz. Kendi gemilerimizi hazırlayıp Gazze’ye doğru yola çıkacağız. Geri adım atmayacak, abluka içindeki mazlumlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Allah, yar ve yardımcımız olsun. Çalışmalarımızın detayları ve takvimi, önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşılacaktır.”
“`

Related Posts

Kağıthane’de yılan paniği: Cama tekme atarak kovmaya çalıştı

Kağıthane’de bir iş yerininin içerisine giren yılan itfaiye ekipleri tarafından yakalandı.

Yangın savaşçılarından duygulandıran dua

Orman yangınını söndürme çalışmalarına destek için Bursa’ya giden ve alevlerin arasında karınlarını doyuran Denizli Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin, her akşam yemeğinden sonra yaptıkları dua duygusal anlar yaşattı.

Müge Anlı’nın eşi Şinasi Yüzbaşıoğlu’ndan Justin esprisi

Müge Anlı’nın eşi, Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü Şinasi Yüzbaşıoğlu, Justin Tımberlake esprisiyle güldürdü. Objektiflerin karşısına geçen Yüzbaşıoğlu, “Justin mi ben mi?” dedi.

70 ilde uyuşturucu operasyonu: 940 zehir taciri yakalandı

Uyuşturucu madde satıcılarına yönelik 70 ilde son 10 gündür devam eden operasyonlarda, 565 kilo uyuşturucu madde ile 357 bin 180 adet uyuşturucu hap ele geçirildi.

67 kişinin öldüğü kazada Havacılık İdaresi’nden itiraf: Kule uçağı uyarmadı.. Helikopter telsizi detayı

29 Ocak 2025’te Washington D.C.’de Reagan Ulusal Havalimanı yakınlarında bir American Airlines uçağı ile ABD Ordusu’na ait bir Black Hawk helikopterinin havada çarpışması sonucu 67 kişinin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili kritik bir gelişme yaşandı.

Türkiye’nin tartıştığı ‘Chobani’nin adı nereden geliyor?

Fenerbahçe’nin yeni stadyum isim ve Avrupa maçlarında forma göğüs sponsoru olan ‘Chobani’ markası ve sahibi Hamdi Ulukaya gündemden düşmezken ‘Chobani’ kelimesinin kökeni merak konusu oldu.